top of page

Kendini Dinle...Söylediklerinin Farkındamısın.



Sevgi'nin üstadı Mevlana Celalettin Rumi'nin Mesnevi adlı eseri "dinle" ile başlar.

Evet dinlemeliyiz ,evreni ,insanları ve önce de kendimizi.

Hani bir söz vardır, ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin?

Bir çok kere söylediğimiz sözleri kulağımızla duymadığımızı düşünmekteyim.

Aslında üretilen teknolojik aletler ve uygulamalar da sanki kendimizi duymamamız için icat edilmiş gibi.Örneğin ,telefonlar ,kulaklıklar ,televizyon ,radyo ,youtube kanalları, spotify.


Düşünce ve duygularınız söz olarak söylenmeye başladığında enerji alanı yaratırlar.

Yaratılan bu enerji alanının etrafınızda dolaştığını hayal edin.Konuşulan söz ne kadar umutsuzlukla ,olumsuzlukla ,öfke ile dolu ise o kadar negatif enerji ile birlikte dolaşıyorsunuz.Oluşturduğunuz bu negatif enerji kendi benzerini çekeceği için

söylediğiniz sözleri içeren yaşamsal olayları da kendinize yada yaşamınıza doğal olarak çekersiniz.

Pesimist bakış açısı ,olumsuz düşünce ve duygu yaratır ve yaratılan duygu söze olumsuz kelimelerle dökülür.

Konuşulan olumsuz kelimeler olumsuz olayları ve davranışları hayatımıza getirir.

Bu noktada ya olumsuz düşünceyi ve duyguyu yada olumsuz sözlerimizi

değiştirmemiz gerekmektedir.Olumsuz sözü değiştirmek bir çok kere çok daha kolaydır.

Yalnız öncelikle ne konuştuğumuzu fark etmemiz gerekir.


Kendinizi dinliyor musunuz?

Ne söylediğinizi duyuyor musunuz?


Kendini kötü hisseden genç kadın şöyle söylüyordu:Olumlu şeyler düşünmek istiyorum ama ne zaman olumlu bir şey düşünmeye kalksam ,öyle bir şey başıma geliyor ki,

kurduğum her şey yerle bir oluyor.


Sizce gerçekten bu kişi ,olumlu bir şey düşünmek istiyor mu?


AMA çok talihsiz bir kelimedir ve ama kelimesinden önce gelen neyse aslında doğru değildir. Bu dil kalıbı bilinçaltını ele verir.

Yani gerçekte bu kişi aslında olumlu bir şey düşünmek istemiyor.

Peki kişiler niçin olumlu bir şey düşünmek istemez.

Anneler ve babalar yada atalar böyle konuşur ve kişi modelleyerek öğrenmiştir.

(Psikolog Albert Bandura'nın modelleme yaklaşımı)

İnsanlar neden olumlu konuşmak istemez?

Karşılaştığım örneklerden 2 tane çarpıcı olanı söyleyeceğim.

İlki, atalarımızdan duyduğumuz "sen işini kış tut da yaz gelirse bahtına." sözü aslında bunu gayet güzel açıklıyor. Açıklamasına gelince sen olumsuz düşün de olumlu olursa sevinirsin.Olumlu düşünürsen, olumsuz olduğunda çok üzülürsün.


Aslında psikoloji, olumsuz düşünce ve duygunun yarattığı beklentinin kendini gerçekleştirdiğini net bir şekilde açıklamıştır." "Kendini gerçekleştiren kehanet olarak çevireceğimiz Self-fulfilling prophecy" adı ile anlatılmaktadır.Açıklamasını Wikipedia üzerinden aynen aktarıyorum."Birinin bir şeyi "tahmin ettiği" veya beklediğinin psikolojik fenomenidir ve bu "tahmin" veya beklenti, yalnızca kişi inandığı veya olacağına inandığı için gerçekleşir ve kişinin sonuçta ortaya çıkan davranışları inancı yerine getirmek için hizalanır."

Gelelim bizim konuyla uyumuna, kişi atasından gördüğü şekli ile işini kış tutmak için olumsuz kelimeler telaffuz etmeye başladığında, bu olumsuz beklenti, tahmin gibi algılanıp bilinçaltı tarafından yaratılmaya hazır hale geliyor ve böylece olay yaşanması muhtemel hale gelmiş oluyor. Yalnız bu söze dökülmüş olumsuz beklenti ve varsayımlarımızı yaşadığımızı fark edemeyebiliyoruz çünkü söylenen zaman ile yaşanan zaman eş anlı gerçekleşmeyebiliyor.


Ataların olumsuz söylemine neden olduğunu düşündüğüm ikinci en çok karşılaştığım söz ise "Nazar değer. Güzel şeyler söyleme ,dilini ısır. Kıskançlık olur aman..."durumu.


Diğer yandan işi olası sorunları düşünüp bunlara çözüm üretmesi gereken teknik ve mühendis grupları ve bu şekilde çalışmanın onların güncel yaşamlarını nasıl etkilediği konusuna değinelim.

Tabiki işinde sorun ,problem düşünerek bunlara çözüm üreten kişilerde otomatik gelişen bir kas olabilir her şeyi olumsuz düşünmek ve ona yönelik çözümler bulmaya çalışmak.

Buna yönelik önerim ,eğitim sırasında kişilere 2 düşünüş tarzının birlikte öğretilmesidir.

Kişinin sorunu düşünerek çözüm üretmeyi düşünürken yaratılan proje, plan ve düşünüş şeklinin hayata olumlu katkılarını da fark etmesini sağlayacak olumlu düşünüş tarzının eş zamanlı geliştirilmesidir.

İşinde sürekli sorun söyleyen kişiye, sence söylediğin sorunun olası çözümleri neler olabilir diye sormayı hiçbir zaman ihmal etmem.Eminim bir çok yönetici de bunu yapmaktadır.Burada amaç, kişiyi sorun konuşmak ve anlatmaktan çözümün parçası olmaya yönlendirmektir.Sorun çözmek işinin parçası olan kişilerde de projenin olumlu taraflarını ve hayata katkısını göstermek ,benzer olumlu etkiyi yaratacaktır.


Düşünüşünüzü ve sözlerinizi değiştirmenin çok kolay olmadığı düşüncesinde olabilirsiniz, sizi anlıyorum.Değişim kolay değildir.Kişi değişim kararı alsa bile eski alışkanlıklarına tutunmaya devam eder. O bildiğimiz şekildir ve çok güvenlidir.Kişinin yaşadıkları olumsuz olsa bile neyle karşılaşacağını biliyordur.


Yazımı, Şems-i Tebriz'i den bir sözle bitirmek istiyorum.

"Nereden biliyorsunuz dünyanın altının, üstünden güzel olmayacağını"

Şimdi diyorum ki size nereden biliyorsunuz, olumlu söz kullanmanın, size olumlu bir gelecek getirmeyeceğini nereden biliyorsunuz ?


Sadece deneyeceksiniz ... çok basit...

Çok zor .... demek yerine çok kolay diyerek başlayabiliriz öyle değil mi?








Son Yazılar

Hepsini Gör

©2018 by İpek Gezer. 

bottom of page