top of page

Yaşamında hangi noktadasın ?

Geçen hafta bir arkadaşımla buluştum.Sohbet etmeye başladık.Bana neler yaptığını anlatıyordu.Kafası oldukça dağınıktı , oradan oraya koşuyor, bir o işi ,bir bu işi yapıyordu.Gerçekte bu onun her zamanki haliydi.

Şimdiye kadar onu hiç bu kadar korkmuş ve huzursuzlanmış görmemiştim.

Birden durdum ve sordum.Yaşamında hangi noktadasın ?




Sorduğum soru, nasılsın ? sorusundan oldukça farklıydı.Nasılsın deseydim iyiyim diye cevap verecekti şüphesiz.İyiyim cevabı benim gözümde birçok şeyi gizlemek için kullanılan sahte bir sözcük, sahte bir benlik gibiydi.

Dostum ,benim sorduğum soruyu önce anlamadı, sonra durdu ve düşündü.

Zannediyorum ne diyeceğini düşündü.Çok kısa bir andı tereddütü, sonra duyguları gizlemekten vazgeçti.

Ben de bilmiyorum dedi.Çok yorgunum, koşuşturmaktan çok yorgunum.

Ya dedim salgın dönemi nasıldı ? Vücudum dinlendi dedi.Yalnız kafamı ve kafamın içindeki konuşmaları durduramıyorum.

Ne düşüneceğimi bilmiyorum.Bir taraftan maddi kaygılar ,diğer yandan görevler

öbür yandan artık üstümde taşımaktan bıktığım sahte gülücükler...

Çok mutsuzum, beni rahatsız etmeyin diye haykırmak istiyorum dünyaya.

Yap öyleyse dedim.

Kolay mı dedi, şimdiye kadar olmayı seçtiğin kişi olmayı bırakmak.

Sormazlar mı insanlar sana ne oldu diye ?

Sorsunlar dedim.

Ne cevap vereceğim? dedi.

Düşüncelerini sakinleştirmek ister misin diye sordum.

Her şeyden çok onu istiyordum dedi.

Gerçekte onun en dipte hissettiklerini fark ettiğim halde, çekinerek konuştum.

Mevcut halinle yola devam edemeyeceğinin farkındasın değil mi ?

Evet dedi.

İşte ,kendimizden bıktığımız anlardır, bizi değiştiren ve olmamız gereken yere konumlayan zamanlar dedim.Bilgiç bilgiç konuştuğumu düşünmedi.Çünkü mevcut hayatıma bende öyle konumlanmıştım biliyordu.

Dostum da , işte böyle bir yol ayrımındaydı ve isterse onun yanında olacaktım.

Devam ettim sormaya...

Kafanı bu kadar meşgul edip oradan oraya koşuştururken gerçekte neyi yapmaktan kendini alıkoyuyorsun?

Takkkkkkk diye cevap verdi.Hayatımı düzenlemekten kaçıyorum.

Hayatını düzenlersen ne olur diye sordum?

Yeteneklerimi kullanırım dedi.

Hangi yeteneğini kullanmak seni korkutuyor ?dedim.

Karikatür çizerek hikayeleştiriyorum olayları, insanları ve konuşmaları dedi.

Neredeyse küçük dilimi yutacaktım.

Yaaa şimdiye kadar seni uzaktan ve yakından her yerden hisseden ben bile

karikatür çizerek hikayeleştirdiğini bilmiyordum.

Hiç çizim yapıp bir yere gönderdin mi yada sosyal medyada yayınladın mı diye sordum.

Yok dedi.... yaaa inanamıyorum dedim.

Aklına gelecek her şeyi karikatürize edebilirim.Özellikle bayan figür ve konuşmalarını dedi.Yaptığı karikatürleri bana ilk defa, gösterdi.

Harikulade idi.

Beynim sürekli normal konuşmalar ve arkasındanda karükütürize konuşmalarla dolu.

Sonra durdu bana bu yeteneğimi nerede kullanabilirim bilmiyorum dedi ?

Bunu kullanarak nasıl gelir elde edeceğim?

Şu anda bir işin var değil mi?

Evet dedi.

Tabiki cevabı biliyordum ,buna rağmen sordum.Adım ,adım gitmek istiyordum.

O zaman şimdilik, bu işte çalışırken yaptığın karikatürleri ve komik konuşmaları önce

yaz ,sonra resimle ve yayınlamaya başla.İnsanların tepkisini ölçersin, en azından.

Olumlu tepki almak seni motive edebilir ,çünkü çok güzeller..

Yola bir yerden başlamak lazım böylece başlamış olursun.

Hem iç sesinde susmuş olur.Bunları yaparken daha fazla kendinle zaman geçirmeye ihtiyacın olduğu için yavaşlarsın..Oradan oraya koşuşturman azalır dedim.

Gerçekten haklısın dedi.

Daha çok yapılacak şey vardı.

En azından tavan arasını temizlemeye başlayacaktı.

Daha doğrusu ne olduğunu anlamış ve bir yol haritası çizme konusunda farkındalık sağlamıştı...

Bu yeterli miydi ?

Tabiki yetmezdi, her an vazgeçmemesi için sürekli temasta kalmamız onu yolda tutabilirdi.

O zaman benim de bir görevim vardı.

Onu yolda tutma, konusunda destek olmak..

Arkadaşlık bugünler için vardı..Onun için bunu yapabilirdim.





Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page