Zannediyoruz ki ,yalnızca yoksul olan, zavallı görünen ve sürekli dertlerini yada acılarını anlatanlar sorun yaşar ve acı çeker.
ya susanlar...
ya güçlü görünmeye çalışanlar acı çekmez mi ,sorun yaşamaz mı?
Bir çok kere onlar, üzülmüyor yada incinmiyor zannederiz öyle değil mi?
Oysa herkesin hayata tutunma şekli birbirinden farklıdır.
Gerçekte kişilerin arasındaki yegane fark, sorunları yada acıyı karşılayış şekilleridir.
Biz doğu toplumularında yas kültürü çok baskındır.Anadolu coğrafyası ,birçok kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır ve Bu topraklar birçok savaşlar, göçler, sürgünler, üzüntüler yaşamıştır.Ölülerin ardından ağıtlar yakılır bizde ,yas tutulur.Belkide bu yüzden siyah en çok giyilen renkdir, ülkemizde kim bilir?
Oysa hayata tutunmayı farklı yapan kişilerde vardır yüzdesel olarak bakıldığında çok olmasada.Yaşama devam ederken adanmışlığını topluma katkıda bulunarak yapanlar.Kendini motive edip ,insanlara sevgi vererek katkı sağlanlar yada kendini dirayetli tutarak etrafındakilerin yaşamını mutlu sürdürmesine izin verenler.Tüm bunları yaparken hem kendilerini hemde etrafındakileri şifalandırır bu kişiler.
Çocuğu ölen bir tanıdığım, kendini köpeklere adamıştı .Çocuğunun acısını hafifletmek için ona hediye edilen bir köpek hayatını değiştirmişti.Buddy adını verdiği köpeği ile birlikte yaptığı yürüyüşlerde köpeği ile konuşarak ağlıyor ve derdini sadece köpeğine anlatıyordu.Sonra aralarında oluşan bu özel bağ onu hayvanları koruma derneğinde aktif çalışmaya yönlendirdi.Topluma yaptığı katkıyla acısını dindirmeye çalıştı.
Sağlık problemleri ile uğraşan bir arkadaşım ,kendini iyi hissetmek için her sabah uyandığında güzel giyiniyor ve makyajını yapmayıda hiç ihmal etmiyor.Kendini şifalandırmak için ise resim yapıyordu.Yaptığı resimler sergileniyor satış gelirlerini
ise bağışlıyordu.
Eşi tarafından aldatılarak olaylı bir şekilde ayrılan 3 çocuklu bir tanıdığım yaşadığı depresyondan çıkmak için çiçek yetiştirmeye başlamıştı.Onlarla konuşuyor onlara içini döküyor ve onalara şarkı söylüyordu.Çiçek kadın ismini vermiştim ona.Kendini böyle şifalandırdığı için çocuklarına da faydalı olabilmişti.
Hem kendisi hemde diğer aile üyelerinde olan hastalıklarla uğraşan bir arkadaşım iki ayda bir aileden uzakta bir hafta seyahat ederek kendini mutlu edip dertlerini unutabiliyordu.
Seyahatlerindeki en neşeli kişide her zaman oydu.Onu yeni tanıyan kimse bilmiyordu sağlık sorunlarını.
Yukarıda verdiğim örneklerin tamamı bireysel sorunlarla ilgiliydi.
Şimdi korona virüs sonrası yaşadığımız sorunlar ise toplumun tamamını ve tüm dünya ülkelerini ilgilendiriyor. Corana virüs insanları ,milletleri, ülkeleri
maddi güçleri ne olursa olsun eşitledi.
Tüm insanlar kendilerince hayata tutunma çabası gösteriyorlar.
Evden çıkamamak herkesin sorunu.
50 metrelik evde oturan için de 500 metrelik evde oturan içinde aynı sorun, herkesin özgürlüğü kısıtlandı.
Hepimiz hastalanma korkusu, yalnız kalma korkusu, geliri ne olursa olsun gelecek korkusu yaşıyoruz.
Tüm bu korkuların içinde insanların hayata tutunmak ile ilgili yaptıkları taktir edilmeli gerçekten.
Örneğin 20 yaş altı gençler tam kanları kaynayan zamanda evde kaldılar.
Sınav kaygıları, arkadaşsızlık, mevcut enerjinin dışa vurulamaması.
Buna rağmen ayakta kalma çabaları gerçekten taktir edilmeli.
Kızımdan biliyorum birçok arkadaşı you tube kanalı açtı.
Yemek yapıyorlar, felsefe yapıyorlar ,makyaj yapıyor ve anlatıyorlar, kendilerini ifade ediyorlar.
Telefonla, bilgisayarla zoom'dan konuşyorlar.
Diyet yapıyorlar, pilates yapıyorlar, dans ediyorlar.
65 yaş üstü yaşlılarımız neler yapıyorlar?
Onlar telefonu çok aktif kullanmaya başladılar.Komşuları ile karşıdan karşıya sohbet ediyorlar.Annem muhabet kuşu aldı konuşmak için.Birçok yaşlı yakınım çiçek fideleri ısmarlıyor ekmek için..
20-65 yaş grubu daha özgür ve onlar aktif çalışma hayatında.
Evden çalışan grup zaten durmadan toplantı yapıyor bir yandan da kendileriyle ilgilenilmesini isteyen çocukları ile ilgileniyor.
Çok sıkılan günde 1 kez markete gidiyor değişiklik olsun diye.
Değişik yemekler yapıp ınstagram yada facebook'da yayınlayanlarımız var.
Yada evde temizlenmedik eşya yada dolap bırakmayanlarımız.
Köpekleri olanlar köpekleri 2 kez değil 5 kez köpek gezdirmeye başladı.
Corana virüs'ün hayatımıza yaptığı en büyük katkıyı, sorunlarla baş etme şeklimizi olumlu değiştirmek olarak görüyorum.Değiştiremeyeceğimiz için kabullendik ve çözüm üretmeye çalışıyoruz.
Galiba insanlık farkında olmadan bir kademe yükseldi.
Ya siz ne düşünüyorsunuz ?
Ben markete gidenlerden oldum:))