Cumartesi sabahı uyandığımda çok güzel bir gün diye düşündüm.
Saat 10 civarları evden çıkmak üzere iken telefon geldi.
Çok sevdiğim arkadaşlarımdan biri arıyordu.
Nasılsın iyi misin diye başladığımız muhabbet birden arkadaşımın ağlamaları ile son buldu.
Ne olduğunu anlayamamıştım.
Dur sakin ol dedim.
Derin bir nefes al anlat şimdi.
Eşi ile tartışmışlardı.
Artık bitti diyordu her şey.
Ne bitti diye sordum. Evliliğim bitti dedi.
Ne oldu dedim bana anlatır mısın? O ağlarken bir yandan da düşünüyorum.
Eşi arkadaşımı aldatmış olabilir miydi?
Oysa karşıdan baktığımda gördüğüm ilişki büyük bir aşk gibiydi.
Büyük aşk yalan mıydı?
Her şey buraya kadar mıydı yani.
Bu erkeklere de hiç güven olmuyordu.
Derken arkadaşım sakinledi ve bir gece önce yaşadıklarını anlattı.
Kocası, "zorluyorsun beni, sen kendi kazanmak istediğin parayı benden bekliyorsun" demiş.
"Ben bunu kaldıramayacağım" deyip kapıyı çarpıp, çıkmış gitmiş.
Doğru mu söylemişti kocası?
Evet doğruydu belki.
İtiraf etmek hiç hoş gelmese bile
Eşinin kapasitesini kendisinden yüksek olduğunu ve eşine kapasitesinin altında bir gelire razı olduğu için kızgın olduğunu anlattı.
Niçin hak ettiği ücretten daha azına razı oluyordu?
Bu konuya çok öfkeleniyordu.
Kendi de aslında hak ettiği ücretin daha azına razı oluyor değil miydi?
Eşler birbirinin aynası değil miydi?
Aslında kendisine öfkeliydi.
Çünkü kendisinin de cesareti yoktu.
Üstelik şimdi aynı cesaretsizliği tam da karşısında görüyordu.
Arkadaşım sanatçı bir ruha sahipti.
Bir o kadar da hırslıydı. Bazen sanatçı bir ruh bu kadar hırsı nasıl barındırıyor diye düşünmüyor değildim doğrusu.
Arkadaşım aslında hep sahnede olmak istiyordu. Önceliği ise en çok taktir edilen kişi olmak ve spot ışıkların kendisinin üzerinde olmasıydı.
Eşi ona paragöz demişti.
Önceliğim para olsaydı ,öğretmen mi olurdum diye ağlıyordu.
Paragöz kelimesi kulaklarımdan gitmiyor.
Dün gece çıkıp gitti hala aramadı beni.
Ne söylemem gerektiğini bilemedim.
Ne ummuştum ne çıkmıştı.
Galiba erkekler konusunda ön yargılarım vardı.
Kendimi toplayıp arkadaşıma destek olmam gerekiyordu.
Sen sakin ol dedim.
Şimdi bir duş al.
Saat 15.00 de buluşalım.
Biraz düşünmeliydim konu üstünde.
Eşini arasa mıydım acaba?
Bu arada dışarıdaki alışverişlerimi halletmek için evden çıktım.
Saat 14. 00 gibi arkadaşım aradı.
Eşi eve gelmiş, özür dilemiş.
Kendisininde özür dilediğini anlattı.
Çünkü öyle yada böyle en yakınına kendini yanlış ifade etmişti.
Neyse işler tatlıya bağlanmıştı sorun ortadan kalkmıştı.
Komentarze