Yıllar önce Secret kitabını okuduğumda çok etkilenmiştim. İstemenin önemli olduğunu öğrenmiştim ve ne istersem olacağına kendimi de inandırmıştım doğrusu. Sonra ben de istemeye başladım fakat olmuyordu, Benim için çok büyük bir düş kırıklığıydı.
Sonrasında ise kuantum düşünce tekniği ve enerji çalışmaları bana gerçeği fark ettirdi.
İstemek yeterli değildi. İstemek çocukça bir eylemdi .Onu da istersin,bunu da. Bugün bunu istersin, yarın onu. Evrenin yasası ise keskindi.
Bir öyle, bir böyleye cevap vermiyordu yani.
Ruhani ve fani şeyler, bunlar safsata diyenler sıkı durun kesinlikle safsata değildi. Evrenin yasası bilimseldi yani FİZİK'ti.
Çekim yasası yani fizik mi? Birçoğunuzun "hadi canım sende" dediğini duyar gibi oluyorum.
Evrende sahip olduğun herşey senin ferekansına bağlıdır. Örneğin senin frekansın 1 iken 10 frekansı çekemezsin yani ancak 1'İiçekersin.
Kısacası neysen onu çekersin, ne istersen onu çekemezsin.
Yorgun ve mutsuz olarak evden çıktığında işe giderken bunu fark etmiyor musunuz? Daha yolda başlıyor stres, trafikte bir araba sıkıştırıyor ya da şoförü abla sen ehliyeti nereden aldın diyebiliyor.
İşe gidersin tam masana oturursun, müdürün bir hafta uğraştığın rapor için olumsuz eleştiri yapıp tekrar düzeltmeni isteyebilir.
Ya da iş yerine gelen ilk müşteri satış yaptığın malı ya da elemanını şikayet edebilir.
Tüm bunlar tesadüf değildir.
Düşük enerji düşük enerjiyi çekmiştir.
Burada aslında neden sonuç ilişkisi vardır.
Sen düşük enerjiye sahip olduğun için tüm olumsuzluklar seni bulur.
Oysa insan tam tersini düşünür. Hep olumsuzluk yaşadığı için böyle enerjisinin
düştüğünü düşünür. Bunu düşünmek kolaylaştırır her şeyi. Suç hep başkasındadır.
Bunu yaparak yaşadıklarının sorumluluğunu almamak en kolay yoldur .
Fakat şunu atlar... Yaşadıklarının sorumluluğunu almaz isen satır aralarını okuyamamışsın demektir. Satır aralarına gizlidir gerçekler. Böylece sonsuz bir döngüde gibi aynı olayları ,farklı kişilerle tekrar tekrar yaşarsın.
Ta ki, yaşadığın olayda kendi sorumluluğunu fark edip,kendini değiştirmeyi başardığında döngü değişir. Artık öğrenmeye başlamışsındır. Bir şey yapman gereklidir. Öncelikle olayları inceleyip neyi farklı yapman gerektiğini fark edip onu yapmak. Olay budur.
Bu aslında bir nevi bulmaca gibidir.
Bu şekilde birinci basamağı atlamış olursun
İlk basamak farkında olmaktır.
Bu yüksek frekans dediğiniz şey , aydın , temiz, temizlenmiş, bilgeliği içselleştirmiş , ahlaklı ve erdemli olmak ile doğru orantılı mıdır? Çünkü yüksek frekans dendiğinde , göklerden inme bir güç gibi gelir. şimdi siz 'Düşük enerji düşük enerjiyi çekmiştir' bu nedenle talihsizlik sizi bırakmıyor diyorsunuz. Peki, şuan bütün şerefsizlerin , dolandırıcıların, hainlerin , her mecraya giren hırsızların mal varlıklarına baktığımızda yüksek bir alım çekim görüyoruz. Ne isterlerse oluyor, neye sahip olmak isteseler elde ediyorlar, oyleyse onlar yüksek frekanstalar mı? ''Neysen onu çekersin, ne istersen onu çekemezsin'' demişssiniz, Peki tüm bu bahsettiğim insanlar ne oluyorlar ki, bunca aşağılık özelliğe rağmen , bu denli güçlü mal varlıklarını ve mevkileri kendilerine çekebiliyorlar? Ozaman yüksek frekansın ilk cümlemde bahsettiğim özelliklerle alakası yok? Burda başk…