Son 20 yıldır çok sık duyduğumuz ve konuştuğumuz konudur, kuşaklar. Bilim adamları jenerasyonların bilimsel olarak kanıtlanmadığını iddia etse de iş yaşamında bilinen, kullanılan ve gözlemlerle tutarlılığı desteklendiği için konuşulmaya ve öğrenilmeye devam edilen bir konudur.
Yapılan yayınlar ve iş ve hayat tecrübemi de içine alan deneyimler bana söz konusu kuşak ayrımlarının oldukça yerinde olduğunu göstermiştir.
Kuşakların oluşumu içinde yaşanılan toplumsal ve ekonomik gelişmelerden bağımsız değildir. Ekonomik, sosyal yaşantılar, o dönemde doğan çocukların hayatındaki çevresel faktörleri değiştirmiş olup, kendine özgü bakış açısı, iş yapış şekli ve hayata karşı tutumları ve inançları da getirmiştir.Yazımda tüm kuşaklar ve onların özellikleri konusunu kısaca açıklandıktan sonra Z kuşağı ve liderlerin iş yapış şekillerinde yapılması gereken değişimler üzerinde kısaca duracağım.
Şimdi sırası ile istisnaları hariç tutarak hayatta olan jenerasyonları sıralıyorum.
İlk yazdığım kuşak olan, sessiz kuşak iş yaşamından çekilmiştir. İş yaşamında yer alan en yaşlı kuşak bebek patlaması kuşağıdır. (Baby Boomers)
1925-1945 Sessiz kuşak
1945-1964 bebek patlaması kuşağı (baby boomers)
1965-1980 X kuşağı
1980-1996 Y kuşağı
1997- 2012 Z kuşağı
2012 sonrası doğanlar Alfa kuşağı (yazımızda aktif olarakbahsedilmeyecektir)
1925-1945 yılları arası doğanlar, sessiz kuşak. I. Dünya savaşı yeni bitmiş ve yaralar sarılmamışken gelen II. Dünya savaşı ve arada kalmış bir kuşak.Açlık, yokluk, soykırım, işgal tüm bunların arasında hayatta kalma stratejisi geliştirmiş , kanaatkarlığın oldukça hakim olduğu, kendini ve duygularını ifade konusunda oldukça çekinik diğer yandan katı, kuralcı ve sert bir kuşak. Bu dönemde doğanların evinde yiyecek stoklarının olması çok mümkündür. Un,şeker, yağ vb. Çünkü herhangi bir olası kıtlık durumu ve savaş tehlikesine karşı yiyeceğin bir süre idaresi hedeflenmektedir. İş hayatına bakışında devamlılık esastır. Bir kuruma bağlılık ve o kurumdan emeklilik hakkını elde etme stratejisi. Askeri düzen ve emir komuta ile hareket edebilen nesil. Bu dönemde ülkemiz savaşa girmese bile yokluk ve karne ile yapılan alışverişler bu kuşağı oldukça korkutmuştur. Kadınlar açısından bakıldığında iş hayatında henüz çok aktif olarak yer almamaktadırlar.
1945-1964 yılları arası doğan kuşak,bebek patlaması kuşağı, II. Dünya savaşı sonrası eve dönen ve ailesiyle buluşan nesil ve yeni doğan bebek sayısında oluşan hızlı artışı simgelemek için kulanılmıştır "bebek patlaması" tabiri.Bu dönemde savaşın yaralarının sarılması gerekmiştir.Hem sanayide hem eğitim ve sanatta çok aktif bir ilerleme söz konusudur. Yeni kurulan firma sayısında artış, yeni fikirler ve icatlar. İş yaşamında da haklar ve özgürlüklerin belirlenmeye başladığı ilk gerçek dönem de diyebiliriz. Bu dönemde az da olsa kadınlar işgücüne katılmaya başlamıştır. Bu kuşak da sessiz kuşak tarafından büyütülen ve iş için yaşayan, katı kuralcı bir kuşaktır.
1964-1980 yılları arasında doğan X kuşağı. Toplumsal değişimin hızlandığı bir dönem. Sanayideki gelişmeler oldukça çarpıcı, kadın işgücü hizmet sektöründe yer aldığı gibi sanayi sektöründe yer almaya başlamıştır.Televizyon gibi o dönem için oldukça önemli bir buluş, evlere girmiş ve insanlar sınırlı sayıda olsa da televizyon aracılığı le dünyaya açılıyor ve dünyada ne olduğunun artık farkında. İşte tam da bu dönemde, 20 temmuz 1969 yılında Apollo 11 adlı uzay gemisi ile Neil Louis Armstrong Ay'a ayak basan ilk insan olarak tarihe geçti ve bu olay dünya televizyonlarında yayınlandı.Toplumsal ve sosyal yaşamda da ne büyük bir devrim,çünkü dünya ile daha fazla entegre olan bir kuşak.Diğer yandan bu kuşak da kendinden önceki kuşakların altyapısına sahip çünkü teknolojik değişim henüz yerleşmemiş durumda.
Emir, komuta zincirine itaat eden, terfi için zamanının gelmesini bekleyen bir kuşaktı. X Jenerasyonu. Örneğin, ülkemizde bu dönemde ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi gibi yabancı dilde eğitim yapan okullardan mezunlar, ülkenin önemli kurumlarında CEO,CFO yada benzeri pozisyonlarda hala yer almaktalar. Hemen hemen tamamına yakını aynı firmada başlayarak zaman içerisinde terfi ederek bulundukları pozisyonlara gelmişlerdir.Özgeçmişlerini okuduğunuzda veya konuşma fırsatı elde ettiğinizde bunu rahatlıkla görebilirsiniz .X kuşağı ve öncesi kuşak için bir çok konu saygı kelimesinin altında gizlidir. Çalışan değerlendirmelerinde iş yapma kapasitelerinin yanında yaptıkları değerlendirmelerde kişiler için kullandıkları kelimelere baktığınızda, çok saygılı ya da saygısız kelimelerini aktif olarak kullandıklarını fark edebilirsiniz.
1980-1996 yılları arası doğanlara gelince Y kuşağı diye adlandırılmaktadır. Bu kuşak bilgisayar teknolojisi ile doğmamış olsa bile büyüme çağlarında bilgisayar teknolojisinin hayatımıza girdiği döneme denk gelmişlerdir. Daha önceki dönemlerden en büyük farkları
Diğer dönemler için hayat çalışmaktan ibaret iken bu kuşak çalışmayı yaşamak için yapmaktadır. Daha hızlı yükselme beklentisi olan bu kuşak için tatiller oldukça önemlidir. Dünyayı gezmek ve görmek, aile, doğayı korumak ve insani özgürlük ve eşitlikler önemlidir. Bu konularda rahatlıkla konuşarak fikir beyan edebilirler.İş yaşamında da bu özellikleri ile X'lere göre daha öz güvenli ,hakkını savunan kuşak. Aslında iş hayatına Y kuşağının gelmesi ile iş yapış şekillerinde değişim başlamıştır.
Y kuşağı, iş değiştirme ve bu şekilde yükselme konusunda da oldukça atak bir kuşaktır. Bu özelliklere sahip olmalarının sebepleri arasında ,bilgisayar teknolojilerini aktif kullanmaları yanında, bilgisayar gibi kullanılan, gelişen cep telefonlarının da payı büyüktür bana kalırsa.Bilgiye kolay ulaşma ve farklı yaşamları görme kişiye farklı bir özgüven vermektedir.
1995- 2012 yılları arasında doğanlar, Z kuşağı olarak adlandırılmaktadır. 1995 doğumlular artık 27 yaşlarına gelmiş olup, iş hayatında oldukça aktiftirler. Bu kuşak teknoloji ile birlikte büyüyen kuşaktır. Diğer kuşaklara göre daha fazla bireysel bir kuşaktır. Z kuşağı, ağırlıklı evde ve bilgisayar başında kendi konfor alanında yer almaya oldukça alışıktır. Bu yüzden tam zamanlı işler onlara göre değildir. Kıyafet konusunda da daha özgür olmak istemektedirler.Telefonla konuşmak yerine Whats up mesajı ya da mail yolu ile iş ve özel yazışmalarını organize etmektedirler.
Bireysel öncelikleri oldukça önemli olan bu kuşağın, bir konu üzerine konsantrasyonu hızla kaybolsa bile yaratıcılıkları oldukça yüksek ve girişimcilik açısından da tüm kuşaklardan oldukça ataktırlar. Gezelim görelim, yiyelim içelim bazlı Y kuşağına nazaran
Daha fazla iş odaklıdırlar. İçinde doğdukları sanal dünya ve bilgisayar ,google, uzaktan kütüphane erişimi, uzaktan eğitim bu kuşağın dünya ile etkileşimini arttırmıştır.
Bu kuşak yeni yazılımlar geliştirecek, sanal dünyaya uygun oyunlar ve satış teknikleri geliştirecektir. Yüz yüze yerine online etkinlikler daha da artacaktır. Zaten Korona Virüs salgını sonrasında uzaktan etkinler ve çalışma hayatımıza hızla bir şekilde giriş yapmıştır.
Şu sıralar iş yaşamında 2 gün evde çalışma, üç gün ofis gibi esnek çalışma şartlarının kalıcılığı konuşulmaktadır. Diğer yandan iş yerindeki kıyafet yönetmelikleri Z kuşağının rahat edeceği şekle evrilektedir.
Bu yeni kuşakla çalışmada organizasyon şemalarının dikey hiyerarşiden yatay hiyerarşiye hızla geçiş yapmasını gerekli kılmaktadır. Bu kuşak CEO ya yada üst yönetime ,mesaj vb kanallarla ulaşarak fikrini aktarmak istemektedir. Z kuşağının iş başarısı test etmek için verilen işe zaman koymalı ve o zamanda bitirilmesini istemelisiniz. Gerektiği yerde rahatlıkla size fikir danışmasına izin vermelisiniz. Diğer yandan Z kuşağı ile çalışabilmek için iş yerlerinin ve işverenlerin daha planlı hareket etmesi gerekmektedir. Her işyeri işe alım öncesinde vizyon ve misyonu haricinde kendi etik kuralları ile çalışma şekillerini çalışanlara aktarmalı ve haftalık ve aylık çalışma saatleri ve toplantılarının da önceden belirlenmiş olması verimli bir çalışma şekli oluşturmada çok önemlidir.
Çünkü gün içerisinde aniden çıkan ve mesai saati sonrasına kayan ya da iş zamanında yapılan toplantılar Z kuşağını rahatsız etmektedir.
İş planlarını ve özel hayatlarını önceden belirleyen bu grup değişiklikten çok hoşlanmamakta ve haklarını korumak üzere hareket etmektedir. İlave olarak Z kuşağı ile çalışacak olan liderlerin ve işyeri sahiplerinin saygı olarak atfettikleri tüm değerleri tekrar gözden geçirmeleri gerekmektedir. Z kuşağı, Y den de hızlı iş değiştirebilmekte ve iş bulamayacağına yönelik bir düşünce de taşımamaktadır. Yeni dönemde aynı iş için tek adam yetiştirerek onunla yola devam etme stratejisi ortadan kalkmış olup muhakkak aynı işi yapan birkaç alternatifle birlikte çalışılmalı ya da mevcut kadrolarda eğitimlerle herkesin en az bir alternatifi oluşturulmalıdır. Diğer yandan Z kuşağından, teknoloji konusunda önceki kuşaklara teknoloji alanında mentorluk için faydalanabilirsiniz.
Tersine mentorluk olarak adlandırılan bu durum, Z kuşağının işyerinde hızla aktiflenmesini sağlayabilir, karşılıklı işbirliği geliştirilebilir ve teknolojiyi daha az kullanan
kuşaklar içinde gelişim fırsatı yakalanmasına sebep olabilir.
Sonuç olarak dünyanın ve toplumun yarattığı ekonomik ve sosyal sistem yeni doğan kişiler üzerinde oldukça etkilidir. Her yeni doğan önceki kuşakların çocuklarıdır ve yeni kuşakları önceki kuşaklar yetiştirmiştir.
Bunu kabul ederek hareket etmek gerekmektedir. Şu anda iş yaşamında aktif bir şekilde yer alan X kuşağı için Z kuşağını yönetmek aslında çok zor olmayan bir aktivitedir. Çünkü Z kuşağı genel olarak X kuşağının çocuklarıdır. Aslında kendi yetiştirdikleri, koruyup kolladıkları üstüne düştükleri ve üzerine titredikleri bir kuşakla çalışmaktadırlar. Yapılması gereken daha planlı bir iş yaşamı, yatay hiyerarşi, etik koşullara uyulması koşuluyla iş yapış şekillerine ve kurallara takılmak yerine işin zamanında tam ve doğru olarak tamamlanmasını beklemektir.
Commentaires