Çalışma hayatımın ilk 15 yılında çalışanların davranış özelliklerini sınıflarken "iyi" kelimesine ciddi bir ön yargı eklemiştim.
Örneğin bir kişi hakkında sadece iyi diyorsam ve onu tarif edecek başka bir kelime bulamıyorsam onun hiçbir vasfı olmadığını düşünüyordum.
Yani iyi kelimesi benim için vasıfsızdı.
Bilincimde bu şekilde kayıtlı olarak kalakalmıştı.
Bu kelime üzerine de uzun süredir hiç düşünmemiştim, sandığa koyup kapatmıştım.
Dün, bu kelime sandıktan çıktı ve bana kükreyerek bağırdı.
Ne mi oldu?
Hayatımdaki en yakın dostum ile dün aramızda bir polemik oldu.
Çok korktum bu iyi ve güzel insanı kırdım diye. Benim için son derece değerli idi.
Oluşundan iyi idi. Hamuru temizdi.
"Ben" dedi, "iyi olmayı seçiyorum.
İstersem çok rahat kötü olabilirim.
Buna benim gücüm yeter. İyi olmak güçsüzlüğümden değil, seçimimden, bunu anla artık.
Beni bunun için insanlar güçsüz görüyorsa artık iyi olmayı seçmiyorum.
Bitti."
Öyle korktum ki.
Korkum iki türlüydü. Birincisi en yakın dostumu kaybetmekten ölesiye korkmuştum.
İkincisi ise, onun iyiliğini, dürüstlüğünü ve güvenilirliğini seviyordum ve güveniyordum.
Ne yapmıştım ben.
Onu ve özelliklerini düşünmeye başladım..
İnsan ilişkileri son derece iyiydi.
Bu ona, insanı idare etme sanatını getiriyordu ki bu yetenek herkese verilmiş bir lütuf değildi.
Yönetsel vasfı kesinlikle yüksekti.
İnsanlar ve davranışları üzerinde yapmış olduğum çalışmalardan biliyordum ki, özellikle Y kuşağı ve sonraki kuşaklar için mükemmel bir yönetici idi.
Özgüveni yüksekti.
Sadece her zaman ön planda yer almayı seçmiyordu.
Bu da seçimiydi ...
Bu noktada fark ettiğim şu oldu..
Yıllardır "iyi" kelimesine kötü bir anlam yükleyen ben, aslında hayatımda bu özelliklere sahip güzel insanlarla beraber olmayı seçmişim ve en çok da onlara güvenmişim.
Dün 'iyi' kelimesi olması gereken doğru yerde kükreyerek sınıflandırdı kendini.
İyi........
Genel olarak temiz yüzlü, duygusal ve nezaketli insanlara kullandığımı ve onlara çok güvendiğimi fark ettim.
Etrafımdaki iyilere baktım.
Sonra da.
Annem, babam, kardeşim, eşim, kızım, dayım, Mukaddes yengem ve arkadaşım gibileri...
Hep iyi ve güvenilir kişilerdi...
Bu kişilerden Dila, özbek çalışanımızdı.
Henüz bir aydır tanıyordum.
İlk geldiği gün çok sevmiştim.
Niye diye düşündüğümde yüzündeki o güzel ifade ve enerjisininden hoşlandığımı fark ettim.
Son derece yumuşak iyi niyetli ve onun yanında becerikli ve pratikti de.
Yumuşak enerjisi bana Mukaddes yengemi hatırlattı. Yengemin enerjisi de çok iyi ve yumuşaktı. Ben ona Mukaddes kadın diyordum. Ben 13 yaşımdayken hayatıma giren Mukaddes kadın.
Sonuç...
Ne çok iyi varmış etrafımda...
İyiler ve iyikilerin devam etmesi dileğiyle..,
Comments