14 aralık 2017. Şoktaydım.
Telefon geldiğinde biliyordum ki değişiklik vardı ve farklı bir yere aktarılacaktım.
Ne çok emek vermiştim bu yere.
Sonunda biri geldi ve sadece 6 aydır birlikte çalıştığım o kişi, geçmişte yaptıklarıma, tecrübelerime, yeteneklerime yarattığım başarılara bakmaksızın, benimle çalışmak istemediğini bildirdi.
Ve hiç kimse niçin, neden veya sebep ne diye bile sormadı.
Bana en çok ağır gelen de bu oldu zannediyorum.
Emeklerim ve çalışmalarım her şey, her şey boştu. Bu kadar emek boştu.
Hissettiğim değersizlik hissi inanılmazdı.
Bırakıp gideyim diye düşündüm önce sonra cesaret edemedim.
Cesaret edemediğim için de kendimi çok uzun bir süre yargıladım.
Dört ay kadar sonra bir arkadaşımla konuşurken bir kelime beni kendime getirdi. Yavaşlamadan duramazsın, durmazsan çemberden çıkamazsın.
O gün üzülmeyi bıraktım. Burası yavaşlama yeriydi benim için.
O andan sonra ise her şey çok daha güzelleşti benim için.
Kendimi dingin hissettim. Artık çok daha kolay cevap vermeye başladım insanlara. Sizin gibi biri burada ne arıyor sorularına.
Cevabım şu olmaya başladı, Dinlenme ihtiyacım olduğunu düşündüler. Şükürler olsun ki düşündüler yoksa ben fark edemeyecektim.😉😜
Artık dalga bile geçebiliyordum kendimle.
Galiba egomu törpülemeye başlamıştım.
Bu törpüleme çok işime yaradı. Çalıştığım yerdeki güzellikleri fark etmeye başladım.
Çiçeklerimi, birlikte çalıştığım güzel insanları ve her şeyi.
Enerjim açılmıştı. Işıldıyordum artık.
Bu farkındalıktan bir ay sonra artık bilgi birikimimi herkese aktarmaya başladım.
ipek_gezer_official' ı açtım. Yotube kanalımı açtım. Linkedin'de çok aktif küçük videolar ve yazılar yayınlamaya başladı.
Temmuz ayında ise sabah yürüyüşlerim başlamıştı.
Yaptığım en güzel şeydi. Gerçekten harekette bereket vardı.
Yaklaşık 1 ay boyunca sadece spor olsun diye yürüdüm .Gerçekten ne olduğunu da anlayamadım.
Yaklaşık bir ay sonra anladım ki, aslında kendimi, duygularımı fark ediyorum.
Ben kendimle sohbet ediyorum. Yürüdüğüm bu bir saat boyunca en yakın arkadaşım kendim oluyordu.
İçimdeki iki kişiden biri tamamen dünyevi idi. Sadece iş, para ve dünyevi şeyleri düşünüyordu. Diğeri ise duyguyu, hissi, hazzı, mutluluğu düşünüyordu. Yani biri madde diğeri mana yada biri beden diğeri ruh yada biri güç ve diğeri sevgiydi.
Bu iki kişi yani kısaca güç ve sevgi adını versem daha kolay olacak galiba yürüdüğüm anlarda dengedeydi ve çok iyi anlaşıyorlardı.
Ben de son derece dingin hissediyordum bu anlarda kendimi.
Yürüyüşlerim beni olumlu ve mutlu yapmıştı.
Dahası artık ilham da geliyordu, yürüyüş hikayelerimi yazmaya başladım.
Yıllardır kitap yazmak isteyen ben, yürüyüş hikayelerimi yazarken bunu kitaplaştırabileceğimi fark ettim.
Çok mutluluk vericiydi.
Artık iyice anlamıştım, niçin yer değiştirmiştim.
Yavaşlamam gerekiyordu, yavaşlamam düşlerimi getirmişti bana .
Kitlelere hitap etmek istiyordum.
Konuşmak ve anlatmak istiyordum.
Kitabım ve konuşmalarım sayesinde bunları yapabilecektim.
Güneş, yıldızlar ve mutluluklar benimle birlikteydi.
HER ŞER'de bir HAYIR vardı.😉😍
Comments