top of page

Güle güle güzel çiçeğim.



Şimdilerde evimizde hem güzel hemde içinde özlem barındıran tatlı bir telaş var.

Kızım Üniversite için Fransa yolcusu.Kendisi için küçük bir rezidans tarzı , daire tutuldu.

Paris'te..İlk defa kendisine ait dairesi olmasının telaşı var içinde.Oldum olası dekorasyon merakı da olunca, minik oda şeklindeki dairesinin nasıl uygun fiyatlı dizayn ederim diye düşünüyor kendince.Bir taraftanda bizim evden alabileceği biblo tarzı bir şeyler var mı diye bakınıyor.Evimiz duvarda asılı resimlerin haricinde, çok fazla incik boncuk yada biblo tarzı eşyaları barındırmıyor görünüşte.Bununla birlikte dolaplarımızın içinde tuttuğum ve farklı ülkelerden aldığım ufak tefek onun hoşlanacağı tarz bibloları çıkardım önüne gözleri parladı.İstediğini alabilisin dedim.Bu evde senden değerli bir şey yok diyerek ağlamaya başladım.

Yurt dışında okumasını hem o, hem biz tercih etmiştik.Şimdi ise hep konuştuğumuz şey gerçek olmuştu.Sesini, kokusunu ve evimizdeki varlığını çok özleyeceğimi düşünüyordum kara, kara ve gözyaşlarıma mani olamıyordum.

Sonra geçmiş anılarıma hızla geçiş yaptım ve annem geldi, aklıma. Annem de şüphesiz böyle hissetmişti benim hakkımda.Ailemden ayrılma yolculuğum daha erken yaşta başlamıştı, 13 yaşındaydım.Liseyi okurken anneannemlerde kalmıştım ve sonra da üniversiteye gitmiştim.Hep özgür ruhlu ve birazda asi olan ben ,önce yurt sonra arkadaşlarımla kalmayı tercih etmiştim.Annemin içinde ise hep bir özlem vardı bana karşı.Tabiki biliyor ve görüyordum bunu ve sarılarak teselli ediyordum onu ,ziyaretlerimde. Bununla birlikte özgürlüğümdende hiç vazgeçmeyerek sürdürüyordum hayatımı.

Şimdi mi durum ne? Kızımda aynı bana benziyor.O da kendi yaşamını kurmak için ilerliyor.Yalnız ben annemi ilk defa gerçekten anlıyorum şimdi.

Benimle geçirdiği zamanı başkalarıyla paylaşmak istemediğini fark ettiğimde kıskançlık yok ,diyerek muzip bir şekilde eğlenirdim onunla..Beni karşılarken ve yolcularken sarılarak ağlamalarına ise ilk defa tüm ruhumla hak veriyorum.


Bu ne garip bir dünya öyle değil mi? Hissettirdiğimiz duygu ne ise aynısını hissettiriyor hayat bize. Anlatıyor ,öğretiyor empatiyi ince, ince ve oya gibi işliyor bizi.


Evet şimdi bende tüm bunları düşünürken başladım dolapları karıştırmaya.Çok sevdiğim gece mavisi taşlı kalpli eski altın yüzüğüm geldi elime.Tam onun yaşlarında almıştım ve hala saklıyordum kutusunda.Beğenirsen al, sen tak yüzüğümü dedim.Kalbim seninle gitsin Paris'e.Gerçekte oydu aslında.kalbim artık Paris'te atacaktı,İstanbul'da değil.

Kalbim o, neredeyse orada atacaktı.

Tüm bunları düşünürken analitik ve işkolik tarafımda peşimi bırakmıyordu.Duygularımı doyasıya yaşamaya izin vermiyordum kendime.Tekrar işe döndüm ve plan yapmaya başladım.İşimiz çoktu, başlangıçta büyükçe tek bir valizle gitmesi daha iyi olacaktı.

Kalan ufak tefek eşyaları da kargolamak uygun olacak diye düşündüm.En fazla 3 bavul eşya götürmek yeterdi.Bende gidebilseydim yanında tamamını tek seferde götürebilirdik ve kargoya gerek kalmazdı diye düşünmekten kendimi alamadım. Fransa'nın Covid19 sebebiyle öğrenci haricinde kimseyi kabul etmediğini öğrenmenin şoku hala içimdeydi..Kiralama işlemini bile Türkiyede yerleşik bir firma aracılığıyla uzaktan tamamlamıştık.Her şeyi kontrol etmeye çalışan bir anneye , hayatı kontrol edemeyeceğimi hayat an be an öğretiyordu böylelikle.


Birazda konuya kızımın tarafından bakmaya karar verdim.Onun yerinde olsam ne hissederim diye sordum kendime.

Aynı onun gibi çok heyacanlı olacağımı , bir an evvel kendi ayaklarımın üzerinde durmak için heyecanlanacağımı düşündüm.İstanbul gibi güzel bir şehri gene İstanbul kadar güzel başka bir şehir için bırakıyordu hiç değilse diye düşündüm akabinde.

Diğer taraftan da iç geçirmekten kendimi alamadım.Şimdiki aklımla Pariste Üniversite okumak çok isterdim doğrusu.Evet bu durumda artık onun heyecanına eşlik etmem gerektiğini fark ederek koşup yanına sokuldum.Eşyalarını ayırmaya ve seçimlerini konuşmaya devam ettik.

Kızım büyümüştü ...Çok yakında güle güle git güzel çiçeğim diyecektim.

Çok sık görüşebilme hayali kurdum.Onun kendi ayakları üzerinde duran özgüvenli

duruşunu hayal ettim.







Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


©2018 by İpek Gezer. 

bottom of page