Bir varmış bir yokmuş.
Bir baba ve üç güzel kızı varmış.
Tüm kızlar babalarının kendisini çok sevmesi için yarışa girerlermiş.
Bu arada birbirlerine de çok düşkünlermiş.
Büyük kız babasının sevgisini hak etmek için çok fedakar davranırmış.Annesine,kardeşlerine bakarmış hiç sesini çıkarmadan.
Ortanca kız deli doluymuş ve kafasına estiğini gibi davranırmış.
Küçük kız ise disiplinli ve sertmiş hükmetmek istiyormuş. Sadece kendi isteklerinin yapılmasını istiyormuş.
Yapılmayınca da küplere biniyor ve hırçınlaşıyormuş.
Büyük kızın fedakarlığı devam ettiği sürece ailede her şey yolundaymış, herkes büyük kızın fedakarlığından beslenirmiş.
Büyük kız ise fedakarlığı sevgi almak için yaptığını hiç fark edemezmiş hiç.
Gücü yettiğince yapmaya devam etmiş.
Birgün artık bedenin ve ruhunun fedakarlık yapacak gücü kalmamış ve ne olduysa
her şey o zaman başlamış.
Artık kızkardeşlerine ve çocuklarına bakamaz olmuş. Artık fedakarlık yapmak istememeye başlamış.
Büyük kızın bu tavrına alışık olmayan aile müthiş bir tepki vermiş.
Aile içindeki görüşmeler ortadan kalkmış, küslükler başlamış.
O çok sevdiği babası bile büyük kızı görmek istememiş.
Büyük kız ne yapacağını bilememiş.
Bir yanda eşi ve çocuğu, diğer yanda ise annesi, babası ve kızkardeşleri.
Artık önce ben demeliymiş ve bunu da demiş aslında istemeye istemeye.
Peki sonra ne yapmalıymış artık yoluna devam etmeliymiş.
Tüm hayatı ile ilgili yönünü babasının fikirleri ve yol göstermesi olan büyük kız rotasını ve dengesini kaybetmiş.
Şimdi neyi düşünmesi doğru neyi düşünmesi doğru değil. Hangisi doğru, hangisi değil karar veremiyormuş.
Belki de Tanrı ona "artık kendi başınasın, artık büyü ve yoluna devam et" diye bir ışık yakıyormuş.
Ortanca ve kafasına göre takılan kız ise bir 2 sene önce ailenin kanatlarının altından uçmuş ve hayatında çok büyük bir değişiklik yapmış.
Şimdi ise yaptığı seçimden mutlu değilmiş. O da ailenin, babasının ve ablasının kanatları altına dönmek istiyormuş.
Gerçekte kendi ve hayatıyla ilgili hiç sorumluluk almadığı için, yaşadıkları ona çok zor geliyormuş. Üstelik artık birde çocuğu varmış.
Çocuğunu sırtında yük olarak görüyormuş.
Çocuğuna ve kendisine ailesi baksın istiyormuş.
Yalnız, farkında olmadığı şuymuş. Artık aile ona ve çocuğuna bakmak istemiyormuş.
Kendi ayakları üstünde durması ve çalışması gerekiyormuş.
Artık anne olarak önce kendi hayatının, sonra çocuğunun hayatının sorumluluğunu alması gerekiyormuş.
Üçüncü ve disiplinli küçük kız ise hükmetmek istiyormuş.Hükmetme istedi ve zorlayıcı yaptırım gücü hep hoşgörülmüş.
Belkide bu hoşgörü onun,hatalarını fark etmesine engel olmuş.
Küçük kızın dengesi çocuğunun doğumuyla sarsılmış.Çünkü ne yapacağını bilemiyormuş .
Çocuk, onun için görev ve sorumluluk demekmiş. Sorumluluklarını yerine getirmeyi sevgi zannetmiş.
İnsanları güçle, öfkeyle bağırarak yöneteceğini zannetmiş.
Her yerde ve herkesin kendi kurallarına uymasını istiyormuş.
Bu kızın da sevgiyi öğrenmesi gerekiyormuş.
Baba tanrıları ise artık hayatlarına karışmak istemiyormuş.
Baba Tanrının aradan çekilmesi belki de kızları kendine gelmesini sağlamış..
Onlar hayatlarını yaşamaya devam etmişler
Bize de hikayesi kalmış😍☀❤
Comments