Yaşadığımız evren ve dünya belkide çok üst bir algının yaratmış olduğu yazılımdan başka bir şey değil.Dünyadaki yaşamın başlangıcı ise tamamiyle fizik ve kimya kanunları ile örtüşmekte.Dünyadaki ilk oluşumları kimyasal bir çok maddenin karıştığı bir çorba gibi düşündüğünüzde, bu karışımın yarattığı tepkimelerle ilk canlı türü oluştu.
Sonra mı ne oldu ?
Canlı türü ve türleri çoğaldı ve farklılaştı yani türedi.Sonra evrimleşti gelişti.
Kullanılan organlar gelişti, kullanılmayan organlar yok oldu.Aktif olan canlılar ve doğaya uyum sağlayanlar hayatta kaldı ,yaşama uyum sağlayamayan canlılar ise yok oldu.
Tüm bu oluşumun her yerinde gerçekte ince bilimsel hesaplamalar vardı, tesadüf diye de bir şey yoktu.
Dünya ve kainat ; matematik ,geometri fizik, kimya ve biyolojinin birlikte kullanıldığı bir oyun alanı aslında...yazılan ve yaratılan bir bilgisayar oyunu gibi.
İnsanlık evrimleşerek yola devam ederken gerçekte bir program dahilinde yaşamına devam edegelmektedir.İnsanoğlunun geleceğini ise seçimleri yönlendirmektedir.
Evet dünyanın algoritması ,seçimlerimiz üzerine kurulmuştur.
Bu öyle gelişmiş bir programdır ki modelleme yoluyla kişinin seçebileceği olası seçimlere karşılık alabileceği sonuçlar önceden bellidir.Kainattaki yıldızların yörüngeleri ve rotalarının tesbiti ile benzer özellikler taşımaktadır, insanın hayatsal yolculuğu ve seçimleri.İlave olarak bireyler hayat yolu dahilinde ilerlerken ,üst algı seviyesine çıktığında yapabileceği olası seçimler için de ,yeni bir gelecek kurgulanmıştır.
Kullanılan algoritma gelişmiş modelleme varsayımlarından başka bir şey değildir.
Birazda seçimlerden bahsedelim. Seçimlerimizi belirleyen sanıldığının aksine aklımız değil duygularımızdır.Duygularımızı belirleyen ise hormanlarımızdır.
Kişinin duygularını, hormonlarının ölçümlerini yaparak anlamak mümkün olduğu gibi atacağı bir sonraki adımıda ,hormonlarının ölçümlerini yaparak da tahmin etmek mümkündür.
Tüm bu detayları düşündüğümüzde ne kadar sonsuz bir programın içinde yer aldığımızı
anlamak oldukça nefes kesici doğrusu.
Yaşamımız aslında oyun içinde oyun.Film içinde film gibi.
Dünya gezenindeki oyunu canlandıran en önemli şey kaostur. Bu sayede hızla yeknesaklıktan çıkıyor hayat oyunumuz.Yeni oluşumların ve olasılıkların eklenmesi ve hatta programın gelişimi bile oluşan kaoslar sayesinde mümkün.
Örneğin tüm dünyayı raydan çıkaran en son yaşanan kaos Corona Virus (Covid19)gibi.
İnsanoğlu değişimi sevmese bile yaşamın devamı için ani değişiklikler ve stresler gerekli.
Şimdi tüm yaşamı bir bilgisayar programı gibi algıladığımızda gelecekle ilgili tahminleme yapmak da çok kolaylaşıyor.
Mevcut verileri ve yaşam koşullarını ana belirliyici olarak sisteme girdiğimizde bundan 50 yada 100 yıl sonrayı yada istenen yıllarda olası yaşanacak olayları tahmin etmek çok mümkün.
Çünkü bir formül, denklem yada modelleme sayesinde geleceği tahminleyebiliriz.Bunun için artık Nostradamus'un kehanetlerine ihtiyacımız yok.
İnsanoğlu, bahsettiğim oyunu seçimleri ile başlatır...
Doğacağı günü ve saati seçer ve aslında yıldız haritasını seçmiş olur...
Diğer yandan doğacağı aileyi seçer anne ve babasını.Gerçekte kader motifini seçmiş olur...
Devamında da aklı ermeye başladıktan sonra; Matrix filminde Neo karakterinin Morpheus'un ona verdiği kırmızı yada mavi haptan birini seçmesi gibi (kırmızı hapı seçer) oyunu başlatır.
Siz yaşadığınız hayattan memnun musunuz ?
Değilseniz seçiminizi değiştirin.
Benden söylemesi...
Comments