2020 yılında yaşadığımız korana virüs salgını bize, duygusal dayanıklılığımızı arttırmamızın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Duygusal dayanıklılık nedir ?
Savaş, salgın, küresel felaketler, büyük ekonomik krizler gibi çok zor zamanlarda ayakta kalabilme ,stresimizi yönetebilme, hayatımızı olumlu şekilde yönlendirebilme ve mücadele edebilme gücümüzdür.
Benim kısa mottom ise “Olan ne ise kabul etmek …mücadeleye devam etmektir”
Evet gerçekten bazı kişiler duygusal olarak dayanıklı doğmaktadır.Bununla birlikte duygusal dayanıklılığın sonradan da kazanılabileceği bir gerçektir.
Duygusal dayanıklılık asla iyimserlik değildir. İyimserlik, her şeyin iyi olacağına dair gerçekçi olmayan inanç geliştirmektir. Mantıksal çözüm üretmeye yönelik olmayan bu davranış şekli, suni yaratılan iyimserlik ortamı, olumlu sonuca ulaşamaz ise, ilave düş kırıklığını ve düşüşe sebep olabilir.
İnsanlar zor zamanlarda benliklerini (egolarını) korumak için farkında olmadan yada olarak farklı davranış stilleri geliştirebilir. Geliştirilen bu davranış stilleri onları duygusal dayanıklılığa götürmez.
Bireye çok da yarar sağlamayan bu davranış şekli nelerdir?
Suçlar ….
Nasıl mı ? hep başkaları suçludur, annesi, babası, eşi, patronu, müdürü diğer insanlar …Sonuç ,suçlama ile çözüm üretmek imkansızdır.
İnkar …
Acı verici durumları ve olayların kabul edilmemesi halidir.Kişi gerçekte kendi suçluluk duygusunu bastırmaktadır.
Yok sayma..
yaşanan acı ,kaygılı travmatik olayların hiç olmamış gibi davranılması halidir.
Bu şekilde yapılmaya çalışılan kişinin benliğini daha doğrusu egosunu koruma çabasıdır ve gerçek bir çözüm üretilmesini engeller.
Duygusal dayanıklılığı arttırmak yapılması gerekenler ?
1-Gerçeği olduğu gibi kabul etmek, mevcut yapı üzerinde düşünmek ,alternatif çözüm üretmek gerekmektedir.
2-Yaşanılan olumsuz durum ne ise ondan ders çıkarmak ve kazanılan bu derslerle yola devam edebilmektir.Bu hal, niye hep benim başıma geliyor halinden sıyrılmayı gerektirir.
3-Yaşamımıza anlam , amaç kazandırmaktır.
Yaşamak için sebebi olan herkes yaşar.Önce ruh ölür ,sonra beden.Bu yüzden hayat amacımızı farklı bir deyişle hayatımınızın anlamını ,canlı tuttuğumuz sürece hiçbir şey bizi yıldıramaz.
Hayat amacınız… kitap yazmak, proje yapmak, doğayı korumak, kimsesiz çocuklara bakmak olabileceği gibi ,çocuklarınızı okutmak, evinizi satın almak ,zengin olmak ,dünyayı gezmek de olabilir.Önemli olan size her sabah yatağınızdan kalkıp ,yaşama devam etme gücünü sağlamasıdır.
4-Olaylara yapıcı yaklaşım geliştirmektir.
Bu yaklaşımı geliştirebilmek için kendinize sorabileceğiniz basit soru şudur; tüm yaşanan zorluklara rağmen hayatımda olumlu giden neler var? sorusuna vereceğimiz cevaplarla,
Yaşantımızdaki olumlu şeylere dikkatimizi çekmeyi sağlayabiliriz.
Duygusal dayanıklılık konusunu anlatırken ,psikoloji bilimini etkileyen aynı zamanda
konu ile ilgili kitap yazıp, terapi sistemi yaratan Viktor E. Frankl’ın hikayesinden bahsetmeden geçmek olmaz, diyerek kısa hikayesini anlatmak isterim.
Avusturya doğumlu Psikiyatr olan Dr. Viktor E. Frankl ,1942-1945 yılları arasında, kendisi, eşi ,anne ve babası ile Nazi toplama kamplarında yaşamıştır. Söz konusu kamplarda annesini, babasını ,karısını kaybetmiş olmasına rağmen, 1945 yılında kamptan sağ olarak kurtulmayı başarmıştır.
Viktor Emil Frankl ,duygusal olarak dayanıklı olmak için ihtiyaç olunan üç ana kavramı aşağıdaki şekilde açıklamıştır.
1-Bir eser yaratmak yada bir iş yapmak.
Psikiyatır olan Viktor Emil Frankl toplama kampında ,yazacağı kitapla ilgili olarak her türlü zor şartlara rağmen gözlem yapmış ve gözlemleri ile ilgili notlar almaya devam edebilmiştir.Kitap yazarak deneyimlerini insanlara aktarma fikri onu canlı tutmuş ve bir hayat amacı yaratmıştır. Kamptan çıktıktan sonra yazımı tamamlanan çok ünlü kitabının adı ise “İnsanın anlam arayışı”dır ve kesinlikle okunmasını tavsiye ederim. Ayrıca çalışma
kampında yaptığı gözlemlere dayanarak, Logo terapi adlı terapi yöntemi geliştirmiştir.
(Bu terapi yöntemi, kaygı, depresyon, travma, kronik ve ölümcül hastalıklar ile bağımlılıklar ve yaşam hüznü konusunda etkili bir yöntemdir.)
2- Bir deneyimi yada bir kişiyle yaşayacağı güzel anıları hayal etmek. (Viktor Frankl, eşi ile yeniden birlikte olacakları zamanların hayalini kurmuştur.)
3-Acıya karşı bir tavır geliştirmek. Acıyı hissetmek, yok saymamak ve acıya rağmen yaşamaya devam etme gücünün getirdiği tatmin duygusunu yaşamak olarak sınıflandırmıştır.
Tüm bunları aktardıktan sonra ,bence duygusal dayanıklık ;
mevcut koşullara uyum sağlamak,
her daim bir yaşam amacı geliştirmek,
olumlu hayal kurmak,
yaşadığımız olumsuz olayları olduğu gibi kabul edip ders çıkararak,
mücadele gücümüzü kaybetmeden ….yola devam etmektir.
Comments