top of page

Duygusal Dayanıklılık...


Yeni Normal'i yaşadığımız bu dönemde tüm insanların sahip olması gereken en önemli özelliğin duygusal dayanıklık olduğunu düşünüyorum.

Teknolojinin ve yapay zekanın baş döndürücü hızla geliştiği bu dönemde ,hayatımızda

neler değişiyor?

Diyebilirsiniz ki ne değişmiyor ki ?.Evet doğru cevap ... BİNGO...


Gerçekte farkındayız yada değiliz ,ekonomik sistem değişiyor...

Kabul etmek istemesek de para birimi değişiyor..

İş yapış şekillerimiz değişiyor.

İş piyasası değişiyor.

İş konuları değişiyor.

Teknoloji ise baş döndürücü şekilde değişiyor.

İşsizlik artıyor.

Para biriminin çok aktif kullanılmadığı dönemlerde olduğu gibi takas,

(değiş -tokuş )hayatımıza geri dönüyor.

Tam zamanlı işlerin çoğu yarım zamanlı işlere dönüyor.


Para artık çok daha değerli hale gelecek.Çalışma tarzının değişimi kazancı azaltacaktır.Bu sebeple bazı işlerin ücretinin karşılıklı değiş tokuş ile gerçekleştirmek çok daha pratik hale gelecektir, hatta gelmiştir.Örneğin Matematik dersi veren kişi ,ders ücretini gitar dersi alarak tahsil edebilir.Böylece paranın oldukça kıt olacağı yeni dönemde,

takaslaşma ;ödenecek ücreti, parasal değerden çıkaracaktır.

Tabiki her alanda takas yöntemini kullanmak mümkün değildir, bununla birlikte pandemi döneminde bu eski yöntem tekrar kullanılmaya çoktan başladı.Bu dönemde kullanım amacı sanal sosyalleşme olsa bile, yakın gelecekte zaruriyet halini alması çok mümkün görünmektedir.


Çalışma hayatı iş yerlerinden evlere taşındı, neredeyse.Bu durumun bizde yarattacağı orta vadeli etki ,tam zamanlı işlerin yarım zamanlı işlere dönüşecek olmasıdır.Dolayısı ile bu durum daha az; yani yarım kazancı da beraberinde getirecektir.

İlave olarak bilgi ve tecrübe gerektirmeyen basit tüm işlerin hızla ortadan kalkışı başlamış olup, hızlanacaktır.Gerçekte bu işleri makina ve robotlar çoktan devraldı bile. Marketlerdeki yada bankalardaki ,kasiyerlik yada vezne işleri bunlara örnek teşkil edebilir.Bu durum işşizliği arttıracaktır.


İşte böyle bir dönemde ,duygusal dayanıklılığa sahip olmak adeta bir zorunluluktur.


Duygusal dayanıklılık nedir ?

Değişim dönemlerinde güçlü olmak, değişime uyum sağlamak, değişimin yarattığı stresle baş edebilmek ve bakış açımızdaki pozitifliği koruyabilmektir.


Duygusal dayanıklılığımızı arttırmak esnek olmakla mümkündür.

Pozitif Bakış açısı olmazsa olmaz koşuldur.Bu bakış açısı salt iyimser olmak değildir.Mevcut koşulların ve zorlukların farkında olup, pozitif bir bakış açısını seçmek ve sorunu çözmek için gerekeni yapmaktır..Problemin çok kapsamlı yada büyük olduğu durumlarda da çözüm üretmek için, sorunu parçalara bölerek yönetmek çözümü kolaylaştıracaktır.

Tüm bunları yapabilmek için;

Esnek olmak en çok sahip olunması gereken özelliklerdendir.


Hepimizin sürekli öğrenme ve kendimizi geliştirmek için motive olması gerekmektedir.

Aslında varlığımızı sürdürebilmek için bu, bir zorunluluktur ve seçmeme şansımız yoktur.


Değişikliğe adaptasyon ise en önemli başlıklardandır.Değişikliğe adaptasyon için bireyin; kendi güçlü yönlerinin, değerlerinin daha da ötesi korkularının farkında olması çok önemlidir.

Diğer yandan duygusal dayanıklılığı arttıran en önemli konunun bedenimizin sağlık olması

olduğuna da vurgu yapmadan geçmek istemiyorum..Spor yapan ,düzenli beslenen ve iyi uyuyan beden sağlıklı ve dayanıklı olur.


Duygusal dayanıklılığı arttırmak için neler yapabiliriz?

Öncelikle eğitim şart desem ne dersiniz ?

Duygusal dayanıklı olarak doğanlar tabiki ,bulunmaktadır, Bununla birlikte duygusal dayanıklılık, aynı zamanda öğrenilebilir bir konudur.


Duygusal dayanıklılık öğrenmek için başlıca üç kurlalı benimsemek ve içselleştirmek önemlidir.


İlk kural :

Yaşadığımız her şeyden sorumlu olduğumuzu ve seçtiğimizi bilmektir.

Bunu bilirsek değiştirebileceğimizi de biliriz.Sorumluluğu üzerimize alırsak çareyi de üretmeye çalışırız.Duygusal dayanıklılığı engelleyen en önemli konu şikayet etme ve başkalarını suçlamadır.Çünkü kişi bu durumda herhangi bir sorumluluk almak istememektedir.Bu yüzden yaşadıklarımızın sorumluluğunu alıp şikayeti bırakmak

Duygusal dayanıklılığı arttırır.


İkinci kural:

Başta kendi yaşadıklarımız olmak üzere tüm yaşananları gözlemci bakış açısı ile değerlendirebilmek önemlidir.Bunun için tarafsız ve önyargısız bakış açısına sahip olmak ve empati yapabilmek şarttır.

Üçüncü kural :

İnsanlık varlığını sürdürmek için sürekli öğrenme ve öğrendiğini işe kazanca dönüştürerek yaşamını sürdürmeyi sağlayabilecektir.Çünkü artık rakiplerimiz insanlar değil hızla öğrenen robotlardır.

Onlarla rekabet edebilmek için yeteneklerimizin farkında olmak önemlidir.

Gerçek yeteneklerimiz ,kolaylıkla yapabildiğimiz ve sıkılmayacağımız konulardır.

Bu sayede yaratılan farklı ve özel ürünler, işler ile kendini mutlu ve başarılı hisseden birey, bu yolla kazanç da rahatlıkla sağlayabilir.Kişi ancak gerçekten sevdiği konularda ve yetenekli olduğu konularda sürekli öğrenmeyi sürdürebilir.


Bu üç kuralı öğrendiğimizde esnek, empatisi yüksek ve değişime adapte olan özgüvenli bireyler haline geliriz.

Tüm bu özellikler bize duygusal olarak güçlü kılar ve kendimizi güvende hissettirir.

Pozitif düşünmemizi kolaylaştırır, dolayısı ile duygusal dayanıklılığımızı arttırır.

Önümüzdeki dönem hiç de kolay görünmüyor değil mi?

Evet..

Kesinlikle bakış açısı değişikliği gerekli ....

Bir yerden başlamak lazım...

Haydi başlayalım o zaman.

Duygusal dayanıklılığımızı arttıralım.







Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page