top of page

Duyguların yaşamımızdaki etkisi ve Duygusal zeka







Sadece IQ (zeka katsayısının) kişinin mutlu ve başarılı olmasına yetmeyeceği artık nerede ise tartışmasız bir gerçektir.Bunun sebebi, insanoğlunun uçsuz bucaksız kırsallar yerine şehir merkezlerinde toplu çalışma ve yaşam alanlarında birlikte olması da olabilir..Artan sosyalleşme zorunluluğu duygusal zekayı ve onun kullanımını da zorunlu hale getirmiştir.

Evet son zamanların en popüler konusu duygusal zeka nedir ? diye soracak olursak:

Kişinin kendi duygularını anlaması ve yönetebilmesi, diğer yandan başkalarının duygularına empati yapabilmesi ve olumlu ilişkiler geliştirebilmesi olarak tanımlayabiliriz.Makalem duyguların hayatımızdaki önemi ve duygusal zekanın hayatımıza olumlu katkısına dikkat çekmek için yazılmıştır.


Üniversite öğrencisi genç danışanımdan aldığım whatsapp mesajı bugünkü yazıma ilham oldu.Mesajda "Sizinle yapmış olduğumuz son görüşmede geliştirmem gereken özelliklerim konusunda konuşmuştuk, bana tavsiye edeceğiniz kitap

var mı ? " diye sordu.Ona önerim duygusal zekasını geliştirmeye yönelik kitaplar okuması yönündeydi.Bu yazışma sonrasında bu konuda makale yazmaya karar verdim.


Yazıma duygularımızın kararlarımız üzerindeki etkisinden bahsederek başlamak istiyorum.

Kararlarınızı duygularınızla mı yoksa mantığınızla mı alırsınız ?

Birçoğunuz kararlarınızı mantığınızla aldığınızı söyleyecektir ,diye tahmin ediyorum.

Oysa insanların kararlarını etkileyen temel sebep duygularıdır.

Bu konuda birkaç örnek vermek istiyorum.


Maddi açıdan sıkışık bir dönem geçiren ve oldukça mantıklı olduğunu düşündüğüm danışanım, yeme içme, gezme ,sosyalleşme gibi tüm ihtiyaçlarını kısma kararı almıştı.Bununla birlikte mevcutta oturduğu daireden daha uygun fiyatlı bir daireye taşınmaya ise yanaşmamıştı.Oysa evinin kirası oldukça yüksekti.Evden çıkmamak adına ekstra nasıl bir iş yaratabilirim diye araştırmalara girişti.Evin yeri onun için prestij sembolüydü ve evini değiştirdiğinde, kendisini duygusal açıdan çok kötü hissedeceğini

söyledi.


Çok zengin bir ailenin tek kızıydı ve oldukça büyük servet onu bekliyordu.Oysa o, anne ve babasından nefret ediyordu.Büyürken kendisine yeterli zaman ayırmadıklarını düşünüyor ve bunu her fırsatta yüzlerine vuruyordu.Evlenme zamanı geldiğinde tercih ettiği damat adayı , ailesinin hiç onaylamayacağı biri oldu.Tercihin sebebi, ailesini sinir etmekti. Gerçekte ailesinden bu şekilde intikam almayı umuyordu.


Bir önceki gelişinde sevgilisi ile çok güzel zaman geçirdikleri anlatan danışanım, bu sefer geldiğinde sevgilisinden ayrılma kararını açıklıyordu.

Seni ayrılma kararına götüren sebebi anlatmak ister misin diye sorduğumda bana söylediği şu oldu."Birlikte çok iyi vakit geçirirken konuşma eski sevgililerimize geldi.

Diğer sevgililerinden farklı hangi özelliğim var ? diye sordum ve anladım ki onlardan farklı bir yanım yok onun için." İşte o an, karar verdim, diyordu.

Sevgilisi, danışanımın duygularına dokunamamıştı.İşin garip tarafı danışanım sevgilisini seçerken, statüsüne , bitirdiği okullara ve yaşam standardına bakmıştı.Yani mantığı ile seçim yapmıştı. Ayrılırken ise duygularını kullanmıştı.


Bölüm yöneticisi seçilecekti, adaylar bilgi sınavından ve grup çalışmalarının bulunduğu vaka çalışmalarından geçmişlerdi.Sonuçlar komitenin önündeydi.

Seçim komitesi :İnsan kaynakları yöneticisi, bölüm yöneticisi ve üst düzey grup müdüründen oluşuyordu.Sınavı geçen adaylar arasında en pratik ,zeki ve hırslı adayla ilgili çekinceler vardı. Ekip yönetimi ve motivasyonu konusu soru işareti idi.

3 kişilik komite bir olumlu ve iki olumsuz kararla parlak zekalı adayı seçmemişti.

Ondan daha az başarılı ,bununla birlikte empati ve duyarlılığı yüksek adayı seçti.

İpi göğüsleyen, duygusal zekası yüksek aday olmuştu.


Sonuç, zeka katsayısı (IQ) önemli olmakla birlikte, tek kriter değildir.

Çünkü duygularımız ,yaşamımız ve kararlarımız üzerindeki belkide en önemli etmendir.

Bu noktada kendimizi tanımamız , anlamamız ve duygularımızı yönetebilmek için önemlidir.Kendini tanıyan bireyin başkalarını anlaması ve empati yapabilmesi de oldukça kolaydır.Duygusal zekası gelişmiş bireyler, aile ilişkilerinde, mesleki ve toplumsal ilişkilerinde tatminkar ve başarılı ilişkiler yürütürler.Bu yüzden duygusal zekamızı geliştirmek için mümkün olan en erken dönemde çalışılmasını önermekteyim.







Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page