top of page

AL .... VER .... Dengesi

Al ve Ver dengesini hiç duydunuz mu?

Hayatımızdaki en önemli dengelerden biridir.

Sürekli yardım ettiğiniz kişilerin aslında sizden nefret ettiğini biliyor musunuz?

Çünkü yardım ettiğiniz kişiler sizden sadece 'AL' yapıyorlar ve 'VER' miyorlar ve denge bozulmuş oluyor.



Örneğin sokakta mendil satan kişiye para verip mendili istemiyorsunuz ya, lütfen alın. Mendil satan da karşılığı olduğunu öğrensin ve döngü tamamlansın.

Mesela bir öğrenciye burs verildiğinde çalışma zorunluluğu getirilmesi AL-VER döngüsünü tamamlıyor.

Hesabın kapanması gibi yani.

Bütçeniz karşı taraftan yüksek ise siz yemek ısmarlarsınız, karşı taraf tatlı...


Sadece maddi konularda olmaz ' AL' ve 'VER' dengesi.

Örneğin bazı insanlar ruhsal olarak yardım etmek ve hizmet etmek eğilimindedir.

Bu kişiler genellikle hayır da diyemezler, hep 'VER' kısmındadırlar, 'AL' kısmı eksiktir bu kişilerde.

Yeni tanıştığım bir grupla sohbet ediyor, akşam yemeği yiyorduk. Tam yanımdaki bayanla sohbet etmeye başladım. Melek yüzlü bir kadındı. Sakin ve son derece iyi niyetli görünüyordu. Üniversite mezunu idi. Kızının doğumundan sonra çalışmayı bırakmıştı. Sohbetimiz ilerledi. Çalışmadığı için evin tüm işlerini üstüne almış. Bu arada kayın validesinin de getir götürünü ve dahası görümcesininkini de öyle .

Faturaların yatırılması, misafir geldiğinde ikramlar ve daha neler.

Yani sadece 'VER' yapıyor.

'AL' kısmının farkında değildi

Birgün rahatsız olduğu için hayır dediğinde kayınvalidesinin küstüğünü anlattı.

'AL ve VER' 'i anlattım.

Çok mantıklı buldu. Ve işe kayın validesinin faturalarını otomatik ödemeye verme ile başladı.😜

Aslında olan şudur. Siz hep 'VER'de iseniz, diğerleri bunu fark eder, alabileceği kadarını almaya çalışır. Hayır dediğiniz zaman sınır çizilir. Sınırı siz çizmez iseniz, talepler git gide artar ve dayanılmaz hale gelir.

Evrensel yasalarda böyle işler. Fark et ve gereğini yap.

Fark etmek birinci adımdır, gereği yapılmaz ise ruh, dolayısı ile beden hastalanır.

Bu durumu şu şekilde anlatmak hoşuma gidiyor.

Olaylar önce kapıyı tıklatır, sonra daha sert vurur kapıya, sonra daha sert ve daha sert. Sonra kapı kırılır,

Bedenin hastalanması kapı kırılma halidir.

Hastalık ta değiştirmezse davranışınız artık son MALUM.

Comments


©2018 by İpek Gezer. 

bottom of page