Bugün günlerden pazar, ailecek gezmeye ayırdığımız güne uyandık.Çok heyecanlıydık gitmeyi seçtiğimiz bölge ,Pera, Galata ve tünel bölgesiydi.Salgın sonrasında ilk gidişimizdi.Neredeyse 5 aydır buralara gelmemiştik. Çok kalabalıkla karşılaşmamak için sabah saatlerini seçtik.
Aracımızı Pera otel yakınındaki ispark'a park ettik.Çok nadir karşılaşılan bir durumdu yer olması tabiki saatin erken olmasına bağlıyorum bu durumu.
Sonra Odakule'nin içinden geçerek İstiklal'de yürümeye başladık.Çok az kişi vardı etrafta oldukça sakindi.Fotograf çekme içgüdüme mani olamadım, sanki ilk defa geliyormuş gibi bir sürü fotograf çektim.
Evet kahvaltı sonrası ilk durağımız tünele yakın bölgedeki Alman kitap evi ve kafesi idi.
Kızımla birlikte çok sık yaptığımız seçimlerdendi kitap kafeler ,ikimizde kitapların arasında
kayboluyorduk.Alman kitap evi ise kızımın favorisiydi.
Kahvelerimizi söyleyip, sohbetimizi bitirdikten sonra Tünel bölgesi ve Galata Kulesi civarını gezmek istedik.Dükkanların çok azı açıktı. Kapalı dükkanların kepenklerindeki grafitiler çok güzeldi.Kulenin tam karşısındaki sokak en sevdiğim yerlerdendi, çünkü Doğan apartmanına gidiyordu.Sokakta çok güzel dükkanlar açılmıştı ,vitrinlerin renkleri ve dizaynları muhteşemdi. Ve evet , geldik, Doğan apartmanına.Şu anda tarihi eser hüviyetinde olan apartmanın çocukluk anılarımda çok önemli bir yeri vardır.
Her yaz Mudanya'dan İstanbul'a gelir ve bir hafta bu apartmanda kalırdık, ailemle birlikte.
Çok sevdiğimiz bir akrabamız oturuyordu, bu apartmanda.
Son derece güzel ve eğlenceli zamanlardı benim için.Çocuk gözüyle her taraf bana oldukça değişik gelirdi.Apartmanın asansörleri eski tip camlı asansördü ve binmek ,inmek oyun gibiydi.Apartmanın bulunduğu semt Kuledibi diye anılırken, aşağı doğru ilerlendiğinde ulaşılan bölgeye yüksek kaldırım denmekteydi.Bu bölge genelev bölgesiydi.İstiklal caddesi ise gayrimüslüm nüfusun yoğun yaşadığı bir semtti.
Tam ortada yer alan Doğan apartmanı sakinleri ise oldukça elitti.
İstiklal caddesinde dolaşmak, güzel giyimli kadın ve erkekleri görmek beni çok mutlu ediyordu o zamanlar.Şimdi ise insanların kılık kıyafetine baktığımda oluşan görüntü kirliliğine inanamıyorum ,eski dönemde hayran kaldığım modernlikten ve zerafetten
eser yok.Misafir olduğumuz ve çok sevdiğimiz akrabalarımız çok samimi ve güzel insanlardı.Nimet yengemi çok severdim,çocukla çocuk, büyükle büyük olurdu.
Bir oğlu ve bir kızı vardı.Raşit abim ,mühendisti, mühendis olmasına ama tiyatro ve sinama ile uğraşıyordu.Birde gelip Nimet yengeme takılıp ,Nimetcim demiyor muydu ?ölüyordum, gülmekten.Şermin ablama gelince benim idolümdü.Çok çalışkan ve aklı başındaydı.Onun kıyafetleri ve çapkalarından çok hoşlanıyordum.Büyüdüğümde onun gibi olmayı hayal ediyordum.İşte böyle sımsıcak anılarım vardı bu apartmanda.
Anılarımı yad ettikten sonra yürüye yürüye tekrar geriye Tünel bölgesine geldik.
Alman kitap evinin karşısındaki yeni restore edilen Narmanlı Han'a girmeden
ayrılmak istemedik.. Söz konusu Han 1831 yılında Rusya Büyükelçiliği olarak ,İtalyan mimar Giuseppe Fossati tarafından inşa edilmiş. Restorasyon sonrası görünümü tipik italyan tarzını yansıtıyor.Han'ın camlarının kepenkleri yeşil ,bina ise kızıl kahve rengini anımsatan bir renkle boyanmış.Şu anda han'ın iç mekanında starbucks ,kafeler, restoran bar ve ilüzyon müzesi bulunmakta.Biz oturma tercihimizi Avusturya Cafe'den yana kullandık.Harika tatlıları yeme şansına sahip olduk.Tabi limonata ve çay içmeyide ihmal etmedik.Bu arada Narmanlı han'da ,Aliye Berger ,Ahmet Hamdi Tanpınar ve Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun da yaşadığını söylersem ,han'ın entellektüel kapasitesini de aktarmış olurum zannediyorum.
Evet Narmanlı handan sonra saati 12.00 yaptık ,kalabalık oluşmadan Pera ,Galata bölgesini terk etme vaktimizin geldiğini düşünerek ayrıldık.
Bugün benim için farklı bir açılım da gerçekleşti.İstanbul'un değişik bölgelerini ve hikayelerini anlatma kararı aldım.
Harika pazarlar...
Comentarios